22 Aralık 2015 Salı

Hayat ve kaçırdıklarımız..

Hayatın telaşı ve akışı yüzünden kaçırdıklarımız;


  1. Ailemiz; Annemiz, babamız, eşimiz, çocuklarımız, onlar hayatın içinde bize en yakın olan kişiler. Ama çoğu zaman en güzel anları hayatın koşuşturması yüzünden onlarla doyasıya yaşayamıyoruz. Çocuklarımız büyüyecek, anne-baba bir gün göçüp gidecek ve içimizde hep bir pişmanlık kalacak keşke biraz daha birlikte olsaydım diye.
  2. Güzel anlar; galiba  en çok kaçırdığımız ve yaşamayı unuttuğumuz anlar bu anlar. Çoğu zaman güzel bir anın değerini bilemeyiz. Halbuki elimizde hep şimdi vardır. Ama beyin bize geçmiş ve gelecekte varmış gibi gösterir. Ama geçmiş çoktan elimizden uçup gitmiştir. Gelecek ise tamamen bir sır perdesi arkasındadır. 
  3. Sohbetler; sanırım bu söyleyeceğime herkes katılır. Artık kimse gerçek anlamda birbiriyle sohbet etmiyor/edemiyor. Hayat geçerken tek başına bir telefon veya bilgisayar arkasında geçip gidiyor artık. Arkadaş toplanmalarında bile belli bir müddet sonra sohbet tıkanır ve kafalar telefonlara gömülür oldu. Halbuki sohbetler harikadır. Güzel dostlarla yapılacak bir sohbet hiç bir şeye değişilmez. 
  4. Hayatın kendisi; belki bundan beş yıl veya 10 yıl sonra hatta yarın yok olacaksınız. Yaşamayı sevin, akışına bırakın ve huzura teslim edin kendinizi. Hayat gerçekten siz farkındalıkla yaşayınca güzel. Bir çiçek görünce koklayın, gülme fırsatlarını kaçırmayın, tanımadığınız kişilerle selamlaşın ve hayatın farkında olun. 
  5. Mutluluk; aslında en çok unuttuğumuz ve en çok aradığımız şey  mutluluk. Ama mutlu olmak için farkında olmak gerekiyor. Hayatın ve akışın farkında olan kişi mutlu olur. Mutluluk biz orada olmadığımız için bizi bulamıyor. Orada, yani şimdide ve anın içinde...

Ama unutmadığımız şeylerde yok değil; dizileri, sabah programlarını, abuk-sabuk yarışmaları asla kaçırmayız...



                                                                                         "Sizde fazla mavi var mı, fazla bir gökyüzü,                                                                                     fazla bir cumartesi, fazla bir gülüş? 
                                                                                  Sizde fazla bir hayat var mı? " 
             
                                                                                                                    - Haydar Ergülen 

7 Aralık 2015 Pazartesi

"Kış"ınıza özel beş kış şarkısı tavsiyesi...



Bir çoğumuza göre kış mevsimi hükmettiği soğuk ve getirdiği hüzünler açısından pek sevilmeyen bir mevsimdir. Genelde evinde pek oturmayıp dışarıda vakit geçirmeyi seven deli dolu insanlar açısından bu durum böyledir. Öte yandan da çoğu içine kapanmış, kendi halinde yaşantı sürdüren insanlara göre de kış tam bir sığınak görevi görür. Yalnızlıklarını, duygularını paylaşabileceği bir dost bir sevgili işlevi görebilir. Sokakların samimiyetsizliğine adım atmayıp evinde debelenmeyi seçen insanların böylelikle sevdikleri kış parçaları da mevcuttur. Günlük sorumluluklarından sıyrılıp kendine vakit ayırmak istediğinde gözü devam etmekte olduğu kitabına ve bu güzel tabloya eşlik edebilecek bir fincan kahveye ve tabi ki de arka fonda "o da olmazsa yapamam" dediği, mevsime ayak uyduracak müziğini de arayabilir. İşte bu anınızda size bu eşsiz düşüncenize bi öneride bulunmak mahiyetinde kendi müzik arşivimden seçmiş olduğum sizin kış şarkınız olabilecek parçaları sizlere paylaşmak istedim. Dilerseniz parçalara bi göz atalım.


1 ) Mor ve Ötesi-Kış Geliyor

Güçlü davul ataklarıyla beraber sıkı bir ritimle başlayıp ara ara güzel arpejlerle( gitarda tellere tek tek basma) süregelen bu eşsiz şarkıda Harun Tekin kış mevsiminde güneşin olmayışını hüzünle karşılar. Mevsimin getirdiği yalnızlık hissine de sözlerinde buna yer verir. Yeni umutların yeni rüyaların, güneşin olmayışıyla solduğunu söyler şarkıda. İlk nakarattan sonraki Kerem Özyeğen solosu da bu hırçın hissi şiddetli bir şekilde tanımlıyor. Solodan sonraki sade arpeje ise diyecek söz bulamıyorum. 

2 ) Radiohead-Go Slowly

İngiliz bir grup olan Radiohead, genelde çoğu şarkılarında insanın ruhsal sıkıntılarından, bekleyişlerinden süregelen umutsuz düşlerden bahseder. Şarkı başladığı ilk saniyeden itibaren içinize bir hüzün yerleştirir. Thom Yorke'un içten ve tiz sesiyle devasa bir esere dönüşmüş olan bu şarkı siz, erken çöken kış akşamlarına sitem halindeyken sizde bir ilaç görevi üstlenebilir.

3 ) Coldplay-Trouble


İşte size gerçek bir kış şarkısı. Radihead'den etkilenmiş olan Coldplay, yine onlar gibi eşsiz bir kış şarkısı yapmaktan geri durmuyorlar. Bu eserin sözlerinde bir örümcek ağına dolanıp sevgiliye ulaşamamaktan bahsedilir. Siz şarkıyı dinlerken bu hüzünlü duyguyu mutlaka hissedeceksinizdir. Girişindeki ve bitimindeki piyano dokunuşları ve döngüsel gitar arpejleri ile devam eden bu şarkı kış günlerinizde dertlerinize derman olabilecek bi konumda görünüyor.

4 ) Sakin-Yağmur Güncesi


Yine Radiohead'den fazlasıyla etkilenmiş bir grup daha. Ülkemizde fazla dinleyeni olmayan, haliyle hak ettiği yerde göremediğimiz Sakin'in ilk ve son albümünden çıkmış muazzam bir parça. Şarkı git gide yükselen gitar arpejleri ve davul ritmiyle başlar ve yine aynı döngüsellikle son bulur. Onur Özdemir şarkısında, Ademden beri süregelen yağmurun hiç dinmeyeceğini söyler. Berbat dost, yalnızlığı, kışa yakışan şarkısında bahsetmekten geri durmaz. Son nakaratı ise "yağ yağmur yağ" şeklinde yalvarışla son bulur.

5 ) Melis Danişmend-Her Şey Normal

Melis Danişmend sanki kış şarkıları için bu dünyada yaşıyor gibi. Daha az renk albümü akustik gitar ve piyanonun ağırlıkla olduğu, davulun ise hiç yer almadığı bir albümdür. Danişmend sözlerinde, hayatta her şeyin normal olduğunu ve sokaklarda cebimizde fazla umutlarla dolaşmamız gerektiğini söylüyor gibi. Elde kahve, kar yağışı ve arka fonda bu şarkı eşliğinde dost yalnızlığınızla baş başa bırakıyorum sizleri. 

3 Aralık 2015 Perşembe

Yalnızlık üzerine..


İnsanoğluna ciddi anlamda zarar veren en amansız hastalıktır yalnızlık. Ona bi yakalandı mı şifa olacak ilacı bulmamız çok zordur. Çoğu insanın sevmediği ve ona yakalanmaktan çok korktuğu bir ruh hali olup, kimi insana göre de bütün güzelliklerden vazgeçmeye değecek kadar eşsiz bir duygudur. Yalnızlık, insanın onu nasıl yaşadığına bakar. Bu bazen hüzünle bazense huzurla olur.

İnsanın okuduğu kitaplarda, takip ettiği şairlerde-yazarlarda ve dinlediği şarkılarda çoktan hazırlamıştır yerini yalnızlık. Ve insan, geri dönülmesi zor bir yola girmiştir böylece. Bağımlısı olduğu bir uyuşturucudur yalnızlık. sabahları çayını demlediği, evden çıkarken bir şey lazım mı diye soran, akşamında ise günün nasıl geçti diyebildiği dostudur o insanın. Hoş kendini mutlu ediyordur bu hal ama ne derece mutlu, işte bu soru kafasını sık sık meşgul eder.

Yalnızlık üzerine bir çok şiirler, şarkılar,yazılar yazılmış ve yapılmıştır. Yalnızlığın değerini insanların pek bilmediğinden endişe eden bir çok şairimiz üstüne basa basa yalnızlık der tıpkı Özdemir Asaf'ın dediği gibi;

" Ötesi var:
   yalnızlık.
   Müziğin bile seni dinlemesidir.
   Yalnızlık insanın kendine mektup yazması
   ve dönüp dönüp onu okuması,
   yalnızlığın da ötesidir."

Size soruyorum " Yalnızlığın da ötesi" ne demektir, var mı bileniniz?
Bu denli bir yalnızlığa sahip başka bir keskin kalem de Oğuz Atay'dı şüphesiz.Kitaplarında, öykülerinde insanın hep kendisiyle konuşma halini ve yalnızlık buhranını işlemiştir. Korkuyu beklerken adlı kısa hikayelerinden oluşan kitabında yalnızlık üzerine şöyle demiştir Atay: "Ben, yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkum edildim. Bu karara bütün gücümle muhalefet ediyorum. Ben yalnızlığa dayanamıyorum, ben insanların arasında olmak istiyorum. İnsanların düşmanlara da ihtiyacı vardır, dostlarının değerini bilmek için."

Şöyle bir toparlayacak olursak, asırlardır yalnızlık üzerine bir çok yazılar, şiirler, makaleler yazıldı. Bir çok önemli grup Sonbaharlarda çıkarmayı planladıkları albümlerinde, yalnızlığa muazzam şarkılar yaptı. Film sektöründe bir çok önemli işler yapmış yapımcılar, "yılın en iyileri" adı altında
oluşmuş türlü sanat ödüllerine, içinde yalnızlığı tema edinmiş filmler yaptılar. Ve bundan sonra yalnızlık, bizim insanımıza sahne alma imkan verdi.

Bizler bunların kimisini okuduk, kimisini izledik, kimimize ise erken çöken kış akşamlarındaki yalnızlıklarımıza döngüsel melodiler eşlik etti. Bu durumdan fazlasıyla zevk alanlarımız olurken, kimimiz ise büyük tedirginlik yaşadık. Her ne yaşıyor olursak olalım bu ruh halinden zevk almaya çalışalım. Çünkü yalnız geldik, yalnız öleceğiz. Geri dönmesi imkansız olan sevgilinin ardından yalnız başınıza saklanacak bir yerler arayacaksınız. Hiç beklemediğiniz bir kaza sevdiğinizi, sevdiklerinizi sizden alabilecek. Her ne olursa olsun yalnızlık bir şekilde size bulaşacak. Bu haliniz sizde ruhsal depremlere yol açmasın. Anı yaşamaya ve bundan keyif almaya bakın. Güneşli günlerimiz bol olsun değerli yalnızlar.





Günün şarkıları : Flört-Yalnızlık Mevsimi
                       


                               Duman-Hayatı Yaşa