27 Eylül 2017 Çarşamba

Eylül ve Doğa...

Her Eylül ayı geldiğinde içimi bir mutluluk kaplar.. Genellikle "Hüznü" temsil ettiği söylense de benim için mutluluktur Eylül. Hatta on iki ay içerisinde ki en güzel aydır. Adına yazılmış romanları, şarkıları, şiirleri, sözleri saymakla bitiremeyiz. Mevsim geçişi olduğu içinde en güzel havanın yaşandığı aydır. Hele ege bölgesinde tadından yenmez.Özellikle Ayvalık taraflarına hastayım Eylülde. Her yeri bir sessizlik kaplar. Sıcak yaz günlerinin elini ayağını çektiği, hazan rüzgarlarının kendini hissettirdiği dönemdir. Etrafa canlılık ve güzellik katan yemyeşil yaprakların sararıp tutunduğu dalı bırakmasıdır. Yaprağın kaderidir düşmek. Yapraklar hışırtılı sesleri ile bir o  yana bir bu yana savrulurken  ne anlatmak isterler bilinmez..

Tatlı tatlı esen bu sonbahar rüzgarlarının ardından yağan yağmurlarda sona eren son bulan güzelliklerin ardından dökülen göz yaşları gibidir benim için. Bir çok şeyi anlatır doğanın bu nadide hali! Anlamak isteyene. Sessiz bir çığlık gibi.

Bir şey var ki, hiç bir şeyin süreklilik taşımamasıdır. Güzelliğin, mutluluğun, canlılığın, sağlığın, gençliğin ve hayatın.. Tıpkı kuruyan yaprakların dalını bırakması gibi. İnsanlarda zamanı geldiğinde her şeyini geride bırakarak hayata  tutunduğu dalı bırakarak terk edecek dalını.

Her güzelliğin  bir sonu olduğunu bilip ona göre yaşamalı..
Eylül; mutluluktur, hüzündür, terkediliştir, doğanın en güzel vaktidir.





*******************************************************************************************************************

Doğa = Mavi ve Yeşil benim için. Kendimi bulduğum, hayatın monotonluğundan kaçıp kendime gelme çabaları gösterdiğim, kafa dağıttığım, ilacımdır benim. Oturduğum yer itibariyle kendimi çok şanslı buluyorum doğa konusunda. Gerçi onuda yok etmeye başladılar betonla! Elbet cevabı sert olacaktır.
Maviye de Yeşile de saymakla bitiremeyeceğimiz şiirler, sözler yazılmıştır. Hatta bir çok şiir maviye boyanmış gibidir. Bir kaç sevdiğimle örneklendireyim.

"Ben seni kaç yıl sevdim
Aya kattım ve sevdim
Yalnızdım çok yalnızdım
Ay başka mavi başka "

                                         -Mavi Tango
                                         -Turgut Uyar

"Mavi konuşalım, mavi yazalım
mektuplar zarfa girer girmez mavi
Söz mavi olsun ağızdan çıkar çıkmaz
İki ayrılık arasındaki yol mavi
Göz göze gelince mavi olsun yakınlığı kızla oğlanın
Mavi bir anı gibi ışıklar içinde zaman"
                                           
                                          -Mavi üstüne siyah
                                          -Haydar Ergülen

"Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!...
Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi.. "

                                           -Gün olur
                                           -Orhan Veli Kanık

"Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim
Elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket sigara
Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden"

                                            -Sevgilim Ben Şimdi
                                            -Cemal Süreya

"Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı,kubbeli, mavi bir liman.
Beni o limana çıkaramazsın..."

                                              -Nazım Hikmet Ran

"Bir kalem aldım düşlerimdeki sevdayı çizmeye.
Sevgi verecektim çizdiğim resme.
Sürdüm kalemi, gökyüzüne.
Yıldızlar mavi oldu, karanlık yeşil
Bedenini sardı yeşili karanlığın,
Mavi yürek oldu, yarısı yeşil
Sordum geceye; neden yarısı mavi, yarısı yeşil
Mavi sevgi yeşil sevda dedi."

                                                -Mavi Yeşil
                                                -İsmail Türkmen

Sevelim be doğayı, koruyalım be. Doğa her şey be her şey.
Hep mavi ve yeşil kalın.







11 Mayıs 2017 Perşembe

Bazen...

Herhalde  hayatta en sevdiğim ve en çok anlam yüklediğim kelimedir "bazen".
Hatta hayatın bazenlerle dolu koca bir akvaryum olduğunu düşünürüm.
Herkesin bazenleri vardır.
Hele hele "Kaybedenler Kulübü" filminden sonra kat ve kat artmıştır bazenler. ( Bende ilk üç filme girer bu arada.)
Hayatımda gel-gitler çok olduğu için bazenlerimin fazla olduğunu düşünürüm.
Hadi başlayalım...

Bazen insanın tüm ihtiyacı müzik dinlemek ve kopmaktır.sevdiği insanı bulduğu her parça onun içinden bir parçadır.

Bazen gölgen bile çelme takar sana.

Bazen özledim diyemezsin ve bir kadeh daha içersin.

Bazen yürürsün ıssız sokaklarda.

Bazen uçarsın rüyanda.

Bazen çok istersin ama olmaz. Aklında kalır çıkmaz.

Bazen susarsın, için içini yer iken.

Bazen nereye gideceğini, neyi seçeceğini bilemezsin.

Bazen birden bire boşalan yolun ortasındasındır.

Bazen birinin eksikliği birinin fazlasıdır.

Bazen süper kahramansındır kendi hayatında.

Bazen kaçıp gidesin gelir ama gidemezsin.

Bazen abuk sabuk bir şeyden aklına gelir o.

Bazen sen, sen değilsindir.

Bazen söylediğin yalanlarla kafana sıkarsın.

Bazen kendi kendinin katlidir insan.

Bazen bir şarkıyı arka arkaya onlarca kez dinlersin.

Bazen gökteki Kartal, yerdeki karınca gibisin.

Bazen, bazen işte...


Bazeniniz bol olsun.






3 Mayıs 2017 Çarşamba

Mimiksiz Yürek..

                O içindeki hep iyi düşünen çocuğu öldürmen gerekir önce. Kendisi gider çınlayan sesi kalır. Gömersin, susturursun. Geriye kalan hissizliktir.

                 Önceleri dinlediğin şarkılarda aklına gelen mutlu anlar uğramaz olur artık sana. Gözlerini kapattığında dahi burnunda hissedebildiğin o kokuya yabancılaşırsın ardından. ve gariptir ki "neden?" diye sorulmaz. Çünkü böyledir zaten hayat. Olmasını istediğin gibi değil, olması gerektiği gibi sürer. sürer bir şekilde işte.

                 Başka ellere dokunursun zamanla. Sonra daha da başkalarına. Ona "hayır" diyemezken, başkalarını üzmek hiçte zor gelmez sana. Git dersin bağıra çağıra. Seni üzen her anın inadına. Bir gün gelir ağlaman gerekir, ağlayamazsın. Ağlamak güzeldir esasında. Ağlayamamak kötüdür. Tepkisizsindir artık. Canında yanmaz pek. Mimiksiz kalır yüreğin. Buz gibidir için.

                 Buruk bir anı gibi gelir aklına içini donduran kadın/adam. Ama artık sorgulamakta manasız gelir. Çünkü sen hayalinde onu prenses/prens yaparsın, kahraman yaparsın, yeri gelir eş yaparsın. Sonra gün gelir o anne/baba olur, ama sen baba/anne olmazsın.